Merhaba Mayıs 2015 :)

İnci 22 aylık
Süprizzzz :) bugün kendimi ve kelimelerimi toplayıp blog yazmaya başlıyorum, hadi Bismillah! yüzümü kara çıkartmam umarım…

Aslında bir kaç gün önce süper bir blog yazısı yayınlayacaktım, yazı herşeyiyle tamamdı ama teknoloji kurbanı oldum :( Meğerse bilgisayarım kayıt yapmamış (sık sık otomatik olarak yazılanı kaydediyor aslında, bu sefer yapmamış). Sayfayı ön izleme yapmak için güncelleyince herşey tamamen yok oldu!!!! Akşamın bir vakti neredeyse ağladım diyebilirim :( ilk işim tansiyonum düzelince buzdolabındaki bir şişe birayı kapıp açmak oldu. Birkaç yudum alınca gerçekleri kabullenip sağlıklı düşünmeye başladım. Birayı da bitiremedim. Resmen üzüntüden iştahım kapandı!

Neyse o bölümü ayrıca yazacağım, çünkü katıldığım bir etkinlikle ilgiliydi ve sizinle paylaşmak istediğim bir konu. Koca postun silindiği aklıma geldikçe hala acayip moralim bozuluyor.

Gelelim son günlerden haberlere…

3. bakıcı girişimimiz başarıyla sonuçlandı :) Artık İnci için referanslı, yeni bir bakıcımız, evin mutfak işleri için de süper bir yardımcım var. Emine Hanım geçen hafta işe başladı, biz kendisinden çok memnunuz ama İnci resmen kadına kök söktürüyor, aslında hepimize sayılır çünkü yemek yemiyor, uyumuyor, arıza çıkarıyor ama herkes bunların çok normal olduğunu söylüyor. Yavaş yavaş alışacaktır. Biz yedirince yemeklerini yiyor yaramaz :) Sigorta konusunda da sorun çıkarmadı, ilk günden açık ve net oldu bize karşı.

Eski yeteneksiz bakıcım yemek yapmayı bilmediği için evin tüm yemek işleri bendeydi. Eve 19.00'dan sonra gelen çalışan bir kadın olarak çok yoruluyordum. O nedenle şu an Emine hanım'ın yaptığı yemeklerle resmen yeniden Lale Devri'me başladım diyebilirim. Ayrıca bakıcımız Hataylı olduğu için mutfak konusunda çok da becerikli. Maşallah diyelim :) Annemler de gitti bu arada…

Artık beslenme günlüğüne dönelim…

Son 1 ayda psikolojik nedenlerden dolayı yeme davranışımda biraz sapmalar oldu (eski bakıcının hırsız çıkması, yeni bakıcı arayışları, eşimin işten ayrılması, iş yoğunluğu vs.). Bazı akşamlar cips, bazı akşamlar pasta, bazı günler de fazla hamur işi kaçırdım. Neyse ki çok kilo almamışım, bugün tartıldım 56,7 kg olmuşum. Fazla değil ama biraz yağlanmışım, %21 olan yağ oranım %23 olmuş :(

Biraz sade beslenirsem herşey yoluna girecektir. Panik ve umutsuzluk ve hatta boşvermişlik yok! Asla! Yaz da geliyor zaten ;) otel rezervasyonu bile hazır…

Gelelim bugün yediklerime…

Sabah 2 dilim İHE organik tam buğday ekmeği ile yapılmış kaşarlı tostumu yedim, yanında sadece 2 yudum süt içebildim çünkü evde günlük süt bitmişti.

Ofise gidince şekersiz 1 kupa hazır kahve içtim. Artık ofise eşimle gidiyorum. Yeni bir ofis arkadaşım var yani :)

İş çıkışı İnci ve eşimle Migros alışverişi sonrası eve gelince, hazır pişmiş 1 tencere zeytinyağlı enginarı görünce o kadar mutlu oldum ki, eşim bana 30 tane gül alsa o kadar mutlu olurum yani! Şu güzelliğe bakar mısınız?


Bol garnitürlü 1 tane enginar yedim. Çok lezzetli ve tam damak zevkime uygundu. Emine Hanım'ın ellerine sağlık… 3-5 tane de penne makarna yedim. 

İnci'ye yemek yedirip uyuttuktan sonra yaklaşık 12 tane iri çağla yedim. Tabi ki tuzsuz! Hipotroid hastası biri olarak zaten çok ödemli olabiliyorum, fazlasına gerek yok!

Çağla mevsimi

Sonra da mama sandalyesinde servis edilen :) 1 Türk kahvesi içtim ve blog yazmak üzere bilgisayar başına oturdum. Biraz sonra da akşam yemeği için mutfağa gireceğim (eşim enginar yemez de- hatta 2-3 çeşit sebze dışında sebze yemez)

Evdeki son durum bu :)



Migros'tan aldığım kuzu kuşbaşı o kadar yağlıydı ki yemek yaparken resmen midem bulandı, iştahım kapandı. Tekrar gittiğimde bunu şikayet olarak ileteceğim. Yani resmen yağa para vermişiz. Ayıp yani…

Yemek yaparken karnım acıktığı için kardeşimin yaptığı minik bir parça poğaça yedim.

Akşam yemeğimi 19.00 civarında yedim. Pişirdiğim çoban kavurma çok yağlı oldu ama neyse ki domatesi, soğanı, biberi boldu. Pilavı da eşim yaptı. O da az yağlı olmuş. Böylece dengeyi sağladık :)

Biraz çoban kavurma, pirinç pilav ve salata yedim.



Saat 21.30 civarında da yaklaşık 2 porsiyona eş değer olabilecek kadar çilek yedim. Gerçekten güzeldi.


Yatmadan önce acıkınca 2/3 kase kadar yoğurt üzerine 1 yemek kaşığı dolusu yulaf ezmesi koyup yedim. Yulaf ve yoğurt karışımına bayılıyorum, biraz bekleyip yulaflar yumuşayınca daha güzel oluyor. Bazen akşam yoğurtlarını İnci'ye de böyle yediriyorum. Hatta bazen İnci'nin tarhana çorbasına da koyuyorum pişirirken. Özellikle bebekler için barsaklara ve kabızlığa çok iyi geliyor. Bebeğiniz keçi pisliği gibi kaka yaptığında mutlaka yulaf yedirin.



Gün bitti :)

Diyetisyen Serap Orak Tufan

2 Mayıs 2015 Cumartesi

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...